18 Mart 2014 Salı

İnsanlarda Dolaşım Sistemi - Kanın Görevleri ve Yapısı

Kan hücreleri ve plazmadan meydana gelen kan doku, vücudu bir
ağ gibi saran damarlar içinde dolaşır. Kan; vücutta taşıma, düzenleme,savunma ve koruma gibi önemli görevleri olan özel bir sıvıdır.
Taşıma görevi: Akciğerlerden aldığı oksijeni ve sindirim sonucu
oluşan besin monomerlerini hücrelere, metabolik atıkları da böbrek,akciğer ve deri gibi boşaltım organlarına taşır. Kan ayrıca salgı bezleri tarafından üretilen hormonları hedef hücrelere götürür.
Düzenleme görevi: Kandaki elektrolitler ve plazma proteinleri ortamdaki pH değişimlerine karşı tampon olarak görev yapar, vücudun su dengesini düzenler. Ayrıca kanla taşınan hormonlar vücutta düzenleyici olarak görev yapar. Aynı zamanda kan vücut sıcaklığının sabit tutulmasını sağlar.
Savunma ve koruma görevi: Kan, vücuda giren zararlı maddeleri
etkisiz hâle getirir. Bu durum kanda bulunan akyuvarlar ve antikorlar ile sağlanır. Ayrıca yaralanma durumunda pıhtılaşarak
hem kanamayı durdurur hem de yara açıklığından mikropların girmesini engeller.
Yetişkin bir insanda ortalama 4-5 litre kan bulunur.
Kanın % 55'ini plazma, % 45'ini ise kan hücreleri

oluşturur (Şekil 1.3.16).
a. Plazma
Kan dokunun sıvı olan ara maddesine plazma denir. Plazma, içinde bulunan çözünmüş proteinlerden dolayı sarı renktedir. Akıcı özelliğe sahip olan kan plazmasının yaklaşık % 90'ı su, % 7'si
protein (albumin, globülin, fibrinojen), geri kalan kısmı hormon, antikor, vitamin, amino asit, karbonhidrat, yağ, üre, ürik asit, enzim gibi organik maddelerle sodyum, klor, magnezyum, bikarbonat
gibi iyonlardan oluşur (Şekil 1.3.17).

b. Kan Hücreleri
Kanın % 45'ini oluşturan hücresel kısım alyuvarlar (eritrosit),
akyuvarlar (lökosit) ve kan pulcuklarından (trombosit) meydana gelir.
I. Alyuvarlar (Eritrositler)
Aktif hareket edemeyen kan akışıyla bir yerden başka bir yere taşınan hücrelerdir. 1 mm3 kanda yaklaşık 4-5 milyon alyuvar vardır (Resim 1.3.1). Yapılarında kana kırmızı rengini veren hemoglobin bulunur. Hemoglobin, oksijen ve karbon dioksidin taşınmasında görev alır.Alyuvar sayısı cinsiyete, yaşa ve deniz seviyesinden yüksekliğe göre değişir. 1 mm3 kanda erkeklerde 5 milyon, kadınlarda ise 4 milyon kadar alyuvar bulunur. Erkeklerdeki alyuvar sayısının fazla olmasının nedeni erkek eşey hormonunun kan yapımını artırıcı etkisidir. Ayrıca deniz seviyesinden yükseklerde yaşayanlarda alyuvar sayısı daha fazladır. Çünkü solunan havada bulunan az miktardaki oksijenden faydalanmak için çok sayıda alyuvara ihtiyaç vardır.
Fetüste 3-5. aylar arasında karaciğer ve dalakta üretilen alyuvarlar, gebeliğin 5. ayından itibaren yaşamın sonuna kadar kırmızı kemik iliğinde üretilir. Alyuvarlar ilk oluştuklarında çekirdekleri ve organelleri bulunur. Olgunlaştıklarında bu yapılarını kaybettikleri için bölünemez ve kendilerini yenileyemez. Ömürleri ortalama 120 gündür. Ömürlerini tamamlayan alyuvarlar karaciğer ve dalakta parçalanır.


II. Akyuvarlar (Lökositler)
1 mm3 kanda yaklaşık 8 bin-10 bin arasında bulunan akyuvarlar,
renksiz kan hücreleridir. Alyuvarlardan farklı olarak bu hücrelerin çekirdekleri ve organelleri vardır. Amip gibi yalancı ayaklar oluşturup aktif hareketlerle doku aralarına yayılabilir. Akyuvarlardan bazıları fagositoz yaparak, bazıları da antikor oluşturarak vücut savunmasında görev alır. Vücutta enfeksiyon olduğunda akyuvar sayısı artar. Sayısı artan akyuvarlar
enfeksiyona neden olan yabancı maddeleri fagositoz yaparak
etkisiz hâle getirir. Ayrıca akyuvarlar hasar görmüş doku parçalarını da yok eder. Akyuvarların ömürleri genelde 4 saat ile 4 gün arasında değişir. Bazı akyuvarlar vücuda giren yabancı maddeleri tanıyabilen kan hücrelerine(hafıza hücreleri) dönüşür ve uzun zaman yaşayabilir.Akyuvarlar sitoplazmalarında taneciklerin olup olmamasına göre granüllü ve granülsüz olmak üzere ikiye ayrılır (Şekil 1.3.18)

Granüllü Akyuvarlar
Akyuvarlardan bazıları özel boyama yöntemleri ile boyanarak mikroskop altında incelendiğinde sitoplazmalarında granül adı verilen tanecikler görülür. Bu akyuvarlara granüllü akyuvarlar denir. Çekirdekleri boğumludur. Kırmızı kemik iliği tarafından üretilen granüllü akyuvarlar nötrofil, eozinofil, bazofil olmak üzere üçe ayrılır:
Nötrofiller bakterileri fagositozla yok eder. Bakteri enfeksiyonlarında sayıları artar. Eozinofiller tenya, kancalı kurt gibi parazit enfeksiyonlarında ve alerjik reaksiyonlarında etkilidir. Bazofiller heparin ve histamin salgılar. Heparin, kanın damar içinde pıhtılaşmasını engeller. Histamin ise kılcal damar geçirgenliğini sağlar. Histaminin aşırı artması
kılcal damar geçirgenliğini arttırdığı için ödem oluşmasına neden olur. Ayrıca alerjik reaksiyonların başlatılmasında önemli role sahiptir.

Granülsüz Akyuvarlar
Özel boyama yöntemleri ile boyanarak mikroskop altında incelenen
granülsüz akyuvarların sitoplazmaları homojen görünür ve taneciklere rastlanmaz. Çekirdekleri büyük ve yuvarlaktır. Kemik iliğinde üretildikten sonra dalak, lenf düğümleri ve timus gibi lenfatik organlarda aktif hâle gelirler. Granülsüz akyuvarlar monosit ve lenfosit olarak iki gruba ayrılır:
Monositler akyuvarların en büyüğüdür. Fagositoz yapabilme
yetenekleri oldukça gelişmiştir. Bu hücreler kılcal damarlardan
doku aralarına geçerek bakterileri yutabilen makrofajlara dönüşür. Lenfositler bağışıklığın sağlanmasında görevlidir. Sinir dokularının dışında bütün dokularda bulunur. T ve B lenfositleri olmak üzere iki gruba ayrılır:
T lenfositleri antijene doğrudan saldırarak vücudu
savunur. 
B lenfositleri ise salgıladıkları maddelerle bakteri ve virüsleri
etkisiz hâle getirir.

c. Kan Pulcukları (Trombositler)
1 mm3 kanda 150 ila 400 bin kadar kan pulcuğu bulunur. Renksiz ve
çekirdeksiz olup kemik iliğindeki büyük hücrelerden kopan parçalardan oluşur.Kan pulcukları kanın pıhtılaşmasında görevli özel bir protein üretir.Ömürleri yaklaşık 7-10 gündür. Ömrünü tamamlayan kan pulcukları karaciğer ve dalakta parçalanır.



2 yorum: